Mommy's Not Home | Annem Evde Yok
10-Channel Multimedia Installation | 10 Kanallı Çoklu Medya Yerleştirmesi (on loop)
2013
Mommy's Not Home
2013
10-Channel Multimedia Installation (loop)
"Mommy’s Not Home", displayed on stacked CRT televisions, is a 10-channel video installation that explores the modes of femininity portrayed in melodramas that were the primary genre in Turkish cinema (Yeşilçam) during the 1960s and 1970s. Due to their frequent reruns on television, these melodramas have become integral to the collective memory of subsequent generations and the foundation of today’s Turkish TV series. As a child of a working mother, Tuncay sought to compensate for her absence at home through the female figures depicted in Yeşilçam films that he watched years later, in the 1990s. In these fairy-tale yet traditional Yeşilçam narratives, women are portrayed as passive characters confined to domestic settings. As part of the longstanding Westernization project, they are expected to undergo a surreal transformation from uneducated rural girls into modernized urban women for the sake of the men they love. Tuncay examines these stereotypes and their presence within households and urban interiors. The stylized staircases found in these film sets can be interpreted as dramatic symbols of their transformation. Tuncay constructed small-scale models of 10 living rooms frequently used as film sets. While each room features a female figure perpetually performing her assigned role, these claustrophobic spaces highlight the conservative nature of the family institution.
“Close Quarters” at the Istanbul Museum of Modern Art →link
Annem Evde Yok
2013
10 Kanallı Çoklu Medya Yerleştirmesi (loop)
Yeşilçam melodramlarında temsil edilen kadınlık rollerini, modern bir şehir ve ev yaşantısı bağlamında ele alan “Annem Evde Yok”, üst üste konumlandırılan 10 tüplü televizyonda sergilenen çok kanallı bir video yerleştirmesidir. Yoğunlukla 1960’lı ve 1970’li yıllarda çekilen bu melodramlar, seneler içerisinde, TV’deki tekrar yayınları sayesinde sonraki kuşakların da kolektif hafızasında önemli bir yer edinir. Bu filmlerdeki toplumsal cinsiyet kurgusu, etkileri günümüz dizilerinde de devam eden geleneğin habercisi olur. Çalışan bir annenin çocuğu olan Tuncay, onun evdeki yokluğunu, ilk kez 1990’lı yıllarda izlediği Yeşilçam filmlerindeki kadın figürleri aracılığıyla gidermeye çalışır. Masalsı ama geleneksel Yeşilçam anlatısında, kadın, hem ev iç mekanlara konumlanan edilgen bir tipleme, hem de sevdiği erkek uğruna gerçeküstü bir değişim sürecinden geçerek, taşralı cahil kızdan, şehirli modern kadına dönüşmesi arzulanan bir batılılaşma projesidir. Dönüşümün mekansal yansıması merdivenlerdir. Tuncay, merdivenleri odağına alarak, bu filmlerde set olarak sıklıkla kullanılan 10 farklı evin salonunu, gerçeğine sadık kalarak maketleştirir. Her salon, kendine biçilen rolü durmaksızın yerine getirmeye çalışan bir kadın figürünü barındırırken, örtük perdeleriyle klostrofobik bir mekan olarak kurgulanan ev ise, aile kurumunun kapalılığına dikkat çeker.
İstanbul Modern’deki “Yakın Menzil” sergisi hakkında →link